Serdar MEMİLİ (*)
Seğmenler Mesleki Yeterlilik Merkezi
Genel Koordinatör, ADR Eğitmeni
KARAYOLU TRAFİĞİ ve TRAFİK PSİKOLOJİSİ
GİRİŞ
TRAFİK PSİKOLOJİSİ
Psikolojinin uygulamalı alt dallarındandır. Yaya ve sürücülerin trafikteki davranışlarının altında yatan psikolojik süreçleri inceler. Başlıca amacı trafik kazalarını ve bu kazaların sonucu olan ölümleri azaltabilmektir.
Sürücülerin araç sürme eylemi sırasındaki algı, dikkat ve biliş süreçleri, sürücü kişiliği, risk alma davranışı, sürücülerin tutumları ve duyguları trafik psikolojisinin çalışma alanlarındandır.
Trafik psikolojisi, trafik tanımı altında belirtilmiş yerlerdeki en başta sürücülerin, yayaların ve yolcuların üzerinde etkide bulunan içsel ve dışsal psikolojik ve fiziksel faktörlerin çaprazlama etkisi altında kalan bireyin ön düşünme süreçleriyle birlikte ortaya çıkaracağı veya çıkarabileceği potansiyel davranışların o an için birey tarafından yansıtılmamış (ama her an yansıtılabilecek) halidir. (1)
TÜRKİYE'DE PSİKO-TEKNİK DEĞERLENDİRME
Sürücülerin duygularını ölçmek ve değerlendirmek için Psiko-Teknik Viyana Trafik Test Sistemi (2005 Normları) uygulanmaktadır. Sürücüleri izleme, algılama, değerlendirme uygulamalarını psikologlar yapmaktadırlar.
Psikologların, Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezlerinde (PDM) uygulama yapmaları için öncelikle "Viyana Test Sistemi" hakkında eğitime katılmaları gerekmektedir. (2) Psiko-Teknik Değerlendirme Testi, sürücülerin güvenli araç kullanmasını sağlayan zihinsel ve psikomotor yetenek düzeylerinin belirli testler aracılığı ile ölçülmesidir. (3)
Psiko-Teknik Değerlendirme Raporları önceleri sadece 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na dayalı Karayolu Trafik Yönetmeliği (Madde 79) kanunun ilgili maddelerinde tanımlanan nitelikteki trafik suçlarını işleyen sürücüler için verilmekteydi. Buna ilaveten günümüzde Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin (KTY), 36-d maddesi kapsamındaki sürücülerinde her 5 (beş) yılda bir Psiko-Teknik Değerlendirme Raporlarını almaları gerekmektedir.
Sürücülerde güvenli araç kullanmak için temel olarak bulunması gereken algı, dikkat, hafıza, muhakeme yeteneği, hız-mesafe tahmini gibi zihinsel özelliklerinin; tepki hızı, göz, el ayak koordinasyonu gibi psiko-motor yetenek ve beceri düzeyinin, risk alma, saldırganlık, sorumluluk, öz kontrol gibi tutum, davranış, alışkanlık ve kişilik özelliklerinin bilgisayar destekli test sistemleri kullanılarak ölçülebildiği" bir sistemdir.
Böylece; bir sürücünün, bir aracı sürebilmek için asgari düzeyde, trafiğe ilişkin yeteneklere sahip olup olmadığı ve trafiğe ilişkin kişilik açısından, trafik kurallarına uyma eğilimine sahip olup olmadığı hakkında daha tarafsız, daha bilimsel ve daha standart koşullarda gerçekleştirilmiş uygulamalarla sonuçlara varılması sağlanabilmektedir.
Psiko-teknik değerlendirme merkezlerinde Psikiyatri Uzmanı ve Psikologlar görev yapmaktadır.
KİMLER ALMALI
2918 sayılı Karayolu Trafik Kanununa dayalı olarak Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 36. maddesi gereğince uluslar arası ve yurtiçi yük ve yolcu taşıma yapan sürücüler, Hız aşımı nedeniyle sürücü belgesi alınan sürücüler, Alkol kullanımı (3. defa) nedeniyle ehliyeti alınan sürücüler, 100 ceza puanı (2. defa) nedeniyle ehliyetine el konulanlar kaptıranlar psiko-teknik değerlendirme raporu almak zorundadırlar.
YÖNTEM
Psiko-Teknik Değerlendirmede değerlendirilen yetenekler şunlardır:
Zihinsel Yetenek ve Beceriler
• Dikkat
• Anlama ve Değerlendirme Yeteneği(Muhakeme)
• Hız ve Mesafe Algılama
• Geniş Görüş Alanı İçinde Uyaran Fark Etme
• Şekil Algılamada Görsel Süreklilik
Psikomotor Yetenek ve Beceriler
• Tepki Hızı
• Koordinasyon Düzeyi (2) (2) Viyana Test Sistemi 2005 Normlarına Dayalı Değerlendirme
UYGULANAN TESTLER
1. IBB İkili İşlem Beceri Testi
140 derecelik açı içinde başın sağ ve sol ekstreminden, yani bu açıdan verilen uyaranların kişinin görüş açısına ne zaman girdiğinin incelenmesidir. Bu test, adayın dikkatini, karşısında yer alan bir göreve, direksiyon kullanarak yoğunlaştırdığı esnada, sağ ve soldan gelen uyaranları fark ederek tepki vermesi üzerine kuruludur.
2. HMT Hız Mesafe Tahmini
Bu testte adayın, uyaranların hareket hızını ve uyaranlar arası mesafeyi tahmin etme becerisi ölçülür. Sürücülük becerisini belirleyen en önemli unsurlardan birisini oluşturması açısından önemlidir. Hız mesafe tahmin testi sonuçları sürücünün temkinli veya riskli araç kullanma eğilimini hakkında da önemli bilgiler vermektedir.
3. SPM Standart Progresif Matris Testi (Muhakeme)
Soyut görsel şekiller arasındaki ilişkilerin kavranması ve fark edilmesi üzerine kurulu olan bu testte, kişilerin olaylar arasındaki ilişkileri anlama, değerlendirme yetenekleri ölçülür. Olayları ve olası sonuçlarını algılamanın sürüş esnasında olası riskli durumlardan uzak durmak için birinci derecede öneme sahip olduğu kesindir. Muhakeme yeteneği düşük kişilerin bulundukları ortamdaki olayları algılayamadıkları ve buna bağlı gerekli tedbirleri almamaları nedeniyle riskli durumlara düştükleri ve kazaya karıştıkları veya neden oldukları belirlenmiştir.
4. SIGNAL Seçici Dikkat / Dikkat Düzeyi Testi
Bu testte, adayın, karmaşık uyaranlar arasından belirli uyaranları ayrıştırması istenerek, seçici dikkat düzeyi ölçülür. Sürücülerin uzun süre monoton bir ortamda seçici dikkat düzeylerinin düşebileceği ihtimalini göz önüne alındığında ve kazaların ana nedenlerinden birinin dikkat ve konsantrasyon kaybı olduğu düşünüldüğünde sürücülerin dikkat düzeyinin belirlenmesi güvenli sürücülük açısından büyük öneme sahiptir.
5. TAVTMB Görsel Algılama Performansı
Kısa sürelerle (1 saniye) gösterilen trafikle ilgili görüntüler sonrasında görsel algılama performansını ve algısal hızı ölçen bir testtir.
6. DT - Tepki Hızı ve Kalitesi Testi
Yoğun Uyaran Akışı ve Stres Altında Tepki Hızı ve Kalitesi
Bu testte, farklı renklerdeki görsel uyaranlara ve farklı tonlardaki sesli uyaranlara aday tarafından verilen doğru tepkiler ve bu tepkilerin hızları ölçülür. Ani ve panik bir durumda adayın ne kadar hızlı ve ne derece doğru tepki verebileceği ölçülür. Sürücülerin ani değişimleri ne kadar çabuk ve doğru fark edip tepki verdiklerinin ölçümüdür.
DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ
Adayların yaş ve eğitim seviyelerine göre her bir test ayrı olarak değerlendirilmektedir.
Psiko-Teknik Değerlendirmeye dayalı olarak Psikiyatrik Muayene Raporları düzenlenerek ilgili Sağlık Müdürlüğüne tasdik ettirilmektedir.
Bu raporların, ülke ve trafik güvenliği bakımından istenen ve beklenen amaca uygun olduğu söylenemez.
Çünkü Psiko-Teknik Değerlendirme Sistemi Hakkında eğitim alan ve sürücüye uygulayan Psikologun olumlu ya da olumsuz raporunun geçerli olması Psikiyatri Doktorunun onayına bağlıdır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Sürücüyü birebir olarak gözlemleyen, onun eksiklerini gören, şoförlük mesleğine uygun olup olmadığını değerlendirecek kişi psikologlar olmalıdır. Ya da Psikiyatri doktorlarıyla da görüşme yapılması gerekmektedir.
Psiko-Teknikle Değerlendirme ile ilgili yönetmelikte Psikologların, Psikiyatri Uzmanları gözetiminde çalışacaklarına ilişkin bir hüküm yoktur.
Fakat, Psikologların tek başlarına çalışmalarına engel olan 1928 yılında çıkarılmış Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanmakta ve Psikiyatri Uzmanlarını şart koşmaktadır.
Psiko-Teknik Değerlendirme hakkında Psikologlar Meslek Yasası çıkartma gayretindedirler. Hızla gelişen, değişen ilerleyen bir çağda 84 yıllık yasanın en kısa zamanda TBMM tarafından değiştirilmesini ummaktayız.
T.C. Sağlık Bakanlığı Psiko-teknik Değerlendirme Merkezlerinin açılış, işleyiş ve denetim işlemleri 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede "Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 79. maddesi ve EK-4 sayılı cetvel doğrultusunda yürütülmektedir. (Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü Genelge 2008/61)
T.C. Ulaştırma Bakanlığı ise 25.02.2004 tarih ve 25384 Sayılı Resmi Gazetede "Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 60 ncı maddesin (e) bendinin hükümleri gereği, yolcu ve eşya taşımacılığı işini yürüten kişilerin her beş yılda bir psiko-teknik değerlendirme testinden geçmeleri zorunlu hale gelmiştir.
Yönetmelik Ek "4 Sayılı Cetvel" gereğince Psiko-Teknik Değerlendirme uygulama yetki belgesi, psikolog adına düzenlenmektedir.
Yukarıda görüldüğü gibi psiko-teknik değerlendirme merkezleri Sağlık Bakanlığına ve Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığına bağlıdır.
Sağlık Bakanlığı, psiko-teknik değerlendirme merkezleriyle ilgili işlemlerinin İl Sağlık Müdürlüklerince yürütüleceği öngörülmüş ise de psiko-teknik değerlendirmenin bir sağlık hizmeti olmadığı belirtilmiştir. (Sağlık Bakanlığı, Tedarik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 14.02.2011)
Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ise mevcut alt yapı ve teşkilat yapılanması açısından işlemlerin yürütülmesinin mümkün olmadığı ve yeni bir alt yapı ve teşkilatlanmaya ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.
Ülkemizde ise Pisko-teknik değerlendirme yasalara ilk defa 1996 yılında girmiş, bugüne kadar ağır aksak bir şekilde devam etmiştir. En büyük problem Trafik hizmetlerinin yürütülmesinde 18 kurum ve kuruluşa görev yüklenmiştir. Kurumlar arasında yeterli koordinasyon sağlanamadığından dolayı bugüne kadar uygulaması tam olarak başlatılmamıştır.
Mevzuat gereği sadece ticari araç kullanan şoförler ve sürücü belgesini puandan, hızdan ve alkolden dolayı el konulanlar el konulması sürecinden sonra psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri muayenesine girmektedir.
Olması gereken ise diğer AB ülkelerine baktığımızda bir kısım sürücü belgesi alma aşamasında, bir kısmı da SRC (ticari araç kullanma yetkisi) alırken istemektedir.
Bugün ki uygulamada ise Karayolu Taşıma Yönetmeliği Geçici Maddesi (31.12.2010 ve 27802 Sayılı Resmi Gazete) ne göre 30.6.2012 tarihine kadar aranmaz denilerek 8 defa ertelemeye tabi tutulmuştur. Artık ertelenmemesinde büyük yarar vardır.
Uygulamanın yaygınlaşması için tüm ilgililerin bu testlerden geçerek araç kullanmaya başlamış olması neticesinde 10 ya da 15 yıllık süreç içerisinde trafik kazalarında bir azalmaya, sürücülerimizin araç kullanırken daha bilinçli olup olmadığının ölçülmesi gerekmektedir. Bir eğitim uygulama değişikliğinin en az 25 yılda alınabildiği düşünülür ise bu tür yatırımlarında uzun sürelerde yararlı mı yoksa gereksiz mi olduğu ortaya çıkar.
Yarım yamalak başlatılamayan süreçlerin yalan yanlış yapılan işlerinde netice beklemenin mümkün olmadığı bir gerçektir.
Bu sektöre adım atmış birçok firma iş olmaması ve yanlış uygulamaların önüne geçilmemesi sebebiyle kapanmışlardır. Yurt genelinde yaygınlaşması ancak ve ancak uygulamanın başlatılabilmesi ile sağlanacaktır.
Psiko-teknik değerlendirmenin diğer bir amacının da sürücülerin yaptıkları işlerinin önemini ve sorumluluklarını artırmaya yönelik olması gerekir. 50 kişilik bir otobüsü kullanan şoförün işinin ne derece önemli olduğu bu kişilerin canlarının şoföre emanet edildiğinin farkına varmalıdırlar. Bu bilinç düzeyinde araç kullanmalıdır. Bu bilinç düzeyine erişmenin ülkemiz şartlarında çok kolay olmadığı görülmektedir. Sürekli tekrar olduğu sürece kalıcı olacaktır. Zaten tüm çabaların sonucu da kişide olumlu davranış değişikliklerine sebep olmaktadır. Bu çalışmaların sürekliliğini sağlamak vazgeçilmez olmalıdır.
Uzun sürelerde irdelendiğinde tüm alınan tedbirlerin fayda verdiği anlaşılacaktır. 1987 yılı ile 2011 yılı trafik kazalarında sürücü sayısı – motorlu araç sayısı ve trafik kazalarında ölen insan karşılaştırması yapıldığında alınan tüm tedbirlerin sonucunda ölen insanların çok açık bir şekilde azaldığı gözükecektir. Bu da bize ilerisi için umut olarak gözükmektedir.
TABLO 1: TÜİK ve EGM İstatistiği
Yıl Araç Sayısı Sürücü Sayısı Ölü Sayısı
1987 3.500.000 5.500.000 7.500
2011 16.500.000 22.500.000 3.800
Araç ve Sürücü Sayısı İle Ölü Sayısının 1987 ile 2011 Yıllarının Karşılaştırılması
Tablo 1 de gözüktüğü üzere araç ve sürücü sayısında 24 yıllık bir süreçte 5 kata yakın bir artış olmasına rağmen trafik kazalarındaki ölü sayısı %50 ye varan oranlarda azaltılabilmiştir.
24 yıllık süreç içerisinde trafik kazalarının azaltılmasında neler değişti diye bakıldığı takdirde birçok şeyin değiştiği görülecektir.
Önce sürücü belgesi alma sistemi değiştirilmiş. Eğitimle olmasına karar verilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığına bu görev verilmiştir. Diğer değişiklikler emniyet kemeri uygulaması, alkollü araç kullananların sürücü belgesine el konulması, hızdan ve ceza puanı uygulamasında sürücü belgelerine el konulması, yolların iyileştirilmesi, denetimin artırılması, araçlardaki güvenlik tedbirlerinin artırılması, ehliyet iadelerinde psiko-teknik değerlendirmenin ve sürücü davranışları geliştirme eğitimlerine tabi tutulması vb. uygulamada tüm bu kazalardaki, ölüm oranını azalttığı bir gerçektir.
ÖNERİLER
1- Psiko-teknik Değerlendirme uygulamalarının sonuçlarının araştırılıp, etkililiğinin ölçülmesi
2- Psiko-teknik Değerlendirme uygulamasının zorunlu hale getirilmesi
3- Yeni sürücü belgesi alacak adaylardan önce psiko-teknik değerlendirme raporunun istenmesi
4- Psiko-teknik değerlendirmeye uygulamalarının ülkemiz genelinde yaygınlaştırılması
5- Psikologların tek başlarına çalışmalarına engel olan 1928 yılında çıkarılmış "Tababet ve Şuabatı San'atlarının, Tarzı İcrasına Dair Kanun" değiştirilmeli.
6- Psiko-teknik değerlendirmeyle ilgili Psikologlar Meslek Yasasının çıkartılmalı.
7- Psiko-teknik Değerlendirme Merkezlerinin Sağlık Bakanlığından alınıp Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına verilip, yeni bir alt yapı ve teşkilatlanmasının tamamlanması ve psikologların sorumluluğuna verilmesi.
KAYNAKÇA
1. http://tr.wikipedia.org/wiki/Trafik_psikolojisi
2. Viyana Test Sistemi 2005 Normlarına Dayalı Değerlendirme
3. Sağlık Bakanlığı (Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü)
4. http://www.psikoteknik.org/
(*) Trafik Sempozyumunda 08.05.2012 tarihinde tebliğ olarak sunulmuştur.